Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ÜLKE TV ekranlarında Sıradışı Strateji programında Turgay Güler'in konuğu oluyor. Bakan Bayraktar'dan önemli açıklamalar...
Bakan Bayraktar'ın açıklamalarından satır başları:
Enerji bugün toplumların ve ekonomilerin büyümesi ve hayatlarını devam ettirebilmeleri için olmazsa olmaz bir şey. Elektrik tüketimi dünyada çok ciddi bir şekilde artıyor. Türkiye zaten enerjisi, ekonomisi büyüyen ve dolayısıyla enerji talebi büyüyen bir ülke. Önümüzdeki 30 yıla baktığımızda ki enerjide bütün stratejiler çok uzun süreli yapılır.

Elbette işimizin şöyle bir boyutu var; saniyelerden, 80-100 yıla uzayan bir zaman aralığında çalışıyoruz. Saniyelerden kastım şu: Vatandaşımız, siz, biz evimize gittiğimizde düğmeye bastığımızda o an elektriğe ihtiyacımız var. Dolayısıyla o anı tedarik edebilmemiz lazım. Ama bir taraftan da 80-100 yılı bulacak örneğin şimdi Akkuyu'da nükleer santral yapıyoruz. 80-100 yıllık bir ömrü var. Bizi 2100'lü yıllara taşıyacak bir projeyi de bugünden aslında dizayn ediyorsunuz.
"TÜRKİYE'NİN ELEKTRİK İHTİYACI 3 KATINA ÇIKACAK"
Dolayısıyla böyle bir zaman aralığına baktığınızda önümüzdeki 30 yılı, 2050'leri planladığımızda şunları görüyoruz: Türkiye'nin elektrik ihtiyacı 3 katına çıkacak. Bu muazzam bir talep artışı. Bunu yapacak yatırımları mutlaka yapmamız lazım.
Ama biraz önce ifade ettiğim dünyadaki elektrikleşme trendi yani her şeyin elektrikle yapıldığı bir dünyaya gidiyoruz.
"BUGÜN STRATEJİK KARARLARI ALMAZSANIZ ÇOK KISA SÜREDE ÜLKENİZ ARZ GÜVENLİĞİ SIKINTISI YAŞAYABİLİR"
Yapay Zeka inanılmaz bir etkiyle geliyor. Veri merkezleri, iklim değişikliği ve hangi sebeple derseniz deyin muazzam bir klima etkisiyle geliyor. Elektrikli araçlar... Artık ulaştırma da elektrikli araçlarla yapılmaya başlandı. Dolayısıyla bu büyüyen, artan talebi nasıl karşılarım, enerji kaynaklarını nasıl güvence altına alabilirim noktasında dünya büyük bir mücadelenin içerisinde. Ve aslında bu bir mücadele alanı, bir çatışma alanı olabilecek bir alan. Bugün nadir toprak elementlerinde dünyanın bunu kontrol altına alma çabaları vs. Böyle bir dünyada hareket ediyoruz.
Bugün enerji arz güvenliğinde hiçbir sorun olmayabilir. Ama bugün o stratejik kararları almazsanız 2080'lerde sizi etkileyecek o kararları almazsanız, çok kısa bir süre içerisinde ülkeniz arz güvenliği sıkıntısı yaşayabilir. İnsanlarınız elektriğe, akaryakıta, doğal gaza erişiminde problemler yaşayabilirsiniz. Dolayısıyla çok önemli bir uzun dönemli planlamaya girmek zorundayız.
Burada çok fazla paydaş var. Türkiye'de bunu tek başınıza yapma şansınız yok. Uluslararası oyuncular, uluslararası piyasalar... Bugün dünyada ticaret savaşları malumunuz çok büyük oranda bütün ekonomileri etkiliyor. Bugün herkes işte Fed'in faiz kararını, Merkez Bankaları'nın kararlarını o çerçevede ihtiyaç duyulan yatırımın maliyetlerine... Dolayısıyla çok boyutlu çok değişkinin olduğu bir alanda hareket ediyoruz. Tabi böyle bir alanda da bütün ülkeler enerjilerini güvence altına almaya çalışıyorlar. Netice itibariyle bu rekabetçilikte en önemli unsurlardan biri haline gelmiş vaziyette.

"ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI BİTİRMEK BİZİM KIZIL ELMAMIZ"
Bizim en önemli açmazlarımızdan bir tanesi... Türkiye bakın 2022 yılında enerji ithalatına 96.5 milyar dolar para ödedi. 2022 yılından bahsediyorum. Pandemiden çıkışı hatırlayın, ekonomide hızlı bir büyüme süreci, dünyadaki emtia borsalarında, enerji borsalarındaki fiyatların yükselmesi Türkiye'nin enerji ithalat faturası 96.5 milyar dolardı. Türkiye yaklaşık 40 milyar dolarlık petrol ve petrol ürünü ithal etti o sene. 38 milyar dolar doğal gaz ithal etti. Ve böyle bir fatura ödedi. Bunu şimdi biraz düşürüyoruz. Alınan tedbirler, yerli üretimimiz 60 milyar dolara düştü. Ama biz 60-70 milyar dolar enerji faturası ödüyoruz. Onun için bizim stratejimiz şu, Türkiye mutlak surette bu enerjideki dışa bağımlılığı düşürmeli ve önümüzdeki süreçte Türkiye'yi enerjide biz bağımsız kılma yani dışa bağımlılığı bitirmek. Bizim Kızıl Elmamız bu.
"TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK 4. FİLOSU HALİNE GELDİ"
Bi kere biz şu kabulle yola çıktık: Coğrafya kader ama enerjide dışa bağımlılık kader değil. Bizim inancımız bu. Bir anlamda bir reddiyeyle yola çıktık. İşte "Türkiye'de petrol yok doğal gaz yok." diyorlar. Peki biz yeterince arama yaptık mı? "Türkiye'de madenlerimiz o kadar var mı?" deniyor. Aradık mı? Biz Türkiye'de yeni bir arama stratejisine geçtik. Biz uluslararası ortaklıklarla Karadeniz'de sondajlar yaptık. Akdeniz'de yapmamıştık. Aranmayacak yer kalmayacak dedik. Gabar'a gitmiş miydik daha önce? Gitmedik. Gabar'da biz Terörsüz Türkiye'nin kısa bir fragmanını sunuyoruz. Terörden arındıkça bölge oradaki ekonomik zenginliği hayata geçirme şansınız oluyor. Dolayısıyla biz bu strateji değişikliğiyle aranmadık hiçbir yer bırakmıyoruz. Bugün Türkiye dünyanın en büyük 4. filosu haline geldi. Destek gemileriyle 20 yakın gemi. Ama 6 tane derin deniz sondaj gemimiz var. Platformlarımız var, sismik gemimiz var. Dolayısıyla dışa bağımlılık kader değildir.
"SİYASİ İRADENİN OLMADIĞI YERDE GELİŞME OLMAZ"
Muhalefetin değişmeyen özellikleri var. Türkiye termik santral yapmasın, hidrolik santral yapmasın, nükleer santral yapmasın. Ama ucuz enerji kullansın, kesintisiz olsun. Bunun bilimsel, iktisadi hiçbir karşılığı yok. Türkiye bu kadar artan nüfusu, büyüyen ekonomisini, ihtiyaç duyduğu enerjiyi, bütün bu kaynakları kullanmak zorunda. Bu bir zaruret bir tercih değil. O yüzden diyoruz ki Türkiye yerli madenini yerli kömürünü kullanacak. Yerli yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanacak. Bunları yaparken çevreyle uyumlu, çevreye rağmen yapmayacak. Türkiye petrolünü, doğal gazını arayacak. Biz onun için farklı bir stratejiyle bu süreci geçiriyoruz.
Tabi bütün bunların olmasının arkasında güçlü bir siyasi iradenin olması lazım. Siyasi iradenin olmadığı bir yerde herhangi bir gelişmenin olma ihtimali yoktur. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın liderliğinde o kararlı, dirayetli duruş, onun bize verdiği güvenle beraber biz bu planladığımız şeyleri bu dönemin standartlarına, bu çağın gerekliliklerine uygun bir şekilde sahada uygulamaya geçiyoruz. Enerji diplomasisini kullanıyoruz.
TÜRKİYE'NİN PETROL-GAZ ARAYIŞLARI NE AŞAMADA?
2002-2016 dönemi bizim enerji dönüşümünde birinci faz. 2016'dan sonra farklı netice almak için farklı neler yapabiliriz fikri var. Petrol ve doğal gazda gidilmedik, aranmadık bölge bırakmayalım dedik. Gabar bunlardan bir tanesi. Akdeniz ve Karadeniz. Buraları arayacağız. Ve bunları kendi kaynaklarımız, ekipmanlarımız, kendi jeologlarımızla yapalım dedik. Bu stratejiyi belirledik.





Gönder